Otomobillerde ve ticari araçlarda, kızılötesi sensör vasıtasıyla ön camdaki yağmur durumunu kontrol eden ve silecek sistemini ayarlanan kademeye göre otomatik olarak çalıştıran donanıma yağmur sensörü denir.
Yaklaşık 20 yıl önce geliştirilen bu özellik ilk olarak, Chevrolet, Bel Air modelinin tavanını kapatmak amacıyla tasarlanmıştır. Şimdiye göre ilkel bir çalışma prensibine dayanıyor olsa da 1996 yılında yine bir Amerikalı otomobil üreticisi olan Cadillac tarafından kızılötesi ışın kırılmasına dayanan güncel versiyonu araçlarda kullanılmaya başlanmıştır.
Chevrolet, Bel Air modelinde aracın ön camında bulunan iletken sensör kullanılarak ve aküden sürekli olarak akım gönderilerek yağmur tespit ediliyordu. Yağmurlu havalarda bu sensöre çarpan suyun kısa devre yapması ile tavanın kapatılması tetikleniyordu. Bu yöntem akü ömrünü daha hızlı tükettiği için pratik olmamakla birlikte 90’lı yıllarda gelişen sensör teknolojileri ile tarihin tozlu sayfalarında yerini almış ve ilk yağmur sensörü olarak tanımlanmıştır.
Günümüz araçlarında kullanılan kızılötesi sensörün çalışma prensibi ise daha modern olmakla birlikte neredeyse bütün otomobil üreticileri tarafından benimsenmiş ve sıklıkla standart donanım olarak sunulmaya başlanmıştır. Bu donanım tipinde, dikiz aynasının arkasında yer alan sensörden cama sürekli olarak kızılötesi ışın gönderilir. Belirli bir açıda gönderilen kızılötesi ışın demeti yağmur damlaları içerisinden geçerken kırınıma uğrar. Kızılötesi ışın demetinin sapma açısı ölçülür ve belirli derece aşıldıktan sonra sileceklerin çalışması tetiklenir. Bazı modellerde bu sapma derecesi ayarlanarak sileceklerin çalışması yağmur şiddetine göre kontrol edilebilir. Ancak bazı üreticiler maliyet tasarrufu için belirli bir sapma derecesi gözlendiği anda sileceklerin çalışmasını başlatır. Bu nedenle cam daha ıslakken veya daha az ıslakken sileceklerin çalışması kontrol edilemeyebilir.
WAG grubu araçlarda yer alan hassasiyet derecesi ayarı fonksiyonuna sahip yağmur sensörleri, en hassas ayara getirildiğinde, havanın neminden dahi etkilenerek yağmur yağmasa bile silecekleri çalıştırabilmektedir. Özellikle nemli bölgelerde yaşayan kullanıcıların deneyimlediği bu durumun çözümü için hassasiyet derecesini ortaya getirmeniz önerilir.
Kışın özellikle buzlu havalarda silecekler ön cama yapışabildiğinden dolayı yağmur sensörü özelliğin devre dışı bırakılması silecek motorlarının ve silecek lastiklerinin sağlığı için çok önemlidir.
İlerleyen yıllarda kızılötesi sensör teknolojisi yerine, kameralı yağmur algılama sensörlerinin kullanılmasıyla birlikte bu teknolojinin de Bel Air modelindeki halefi gibi rafa kaldırılması muhtemeldir. Tesla’nın araçlarında araçtaki kamera, özel yazılım ve donanım geliştirmeleriyle yağmuru tespit edebilmektedir. Bu özellik, Tesla’nın otomobil dünyasına getirdiği sayısız yeniliklerden biridir. Yağmur sensörü teknolojisindeki bu son teknoloji değişikliğinin yine Amerikalı bir otomobil üreticisi tarafından keşfedilmesi de adeta tarihin tekerrürünü göstermektedir.