Park Sensörü Nedir, Ne İşe Yarar?

Park sensörü, aracın ön ve arka tamponlarına yerleştirilerek sürücünün aracın kör noktalarında neler olup bittiğini anlayabilmesini sağlayan yardımcı asistandır. Sesli ve görsel uyarılarla sürücünün, yayalara ve araçlara zarar vermeden güvenli manevra yapabilmesini sağlamaya yardımcı olmaktadır.

Düzgün park edebilmek, park yerinden çıkabilmek veya sıkışık trafikte ilerlemek özellikle araç yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde tüm sürücülerin ortak problemlerindendir.

Park sensörü 1970’li yılların sonlarına doğru görme engellilere yardım için tasarlanan bir üründen ilham alınarak Dr. Tony Heyes tarafından keşfedilmiş ve 1983 yılında patenti alınmıştır. İlk kez 1982 Toyota Corona modelinde uygulanmıştır. Günümüzde park sensörleri, ultrasonik, elektromanyetik veya kameralara entegre şekilde araçlara uygulanmaktadır.

Ultrasonik park sensörleri, ses dalgası gönderir ve engelden yansıyarak dönen ses dalgasının ulaşma süresine göre engel ile araç arasındaki mesafeyi algılamaktadır. Mesafe azaldıkça sürücüyü uyaran ses şiddeti artar ve bunu sürücüye LED veya LCD üzerindeki piktograflar vasıtasıyla bildirmektedir.

Aracın ön ve arka tamponlarına delikler açılarak sensörler yerleştirilir ve basitçe elektrik bağlantısı tamamlandıktan sonra kullanılabilir hale gelmektedir. Ultrasonik sensörlerin bazı yüzeylerde dezavantajı bulunmaktadır.

Sivri yüzeyler, ses dalgasını emebilen engeller, ağaç dalı gibi birçok çıkıntıya sahip yüzeyler, köşe noktaları veya direk gibi ses dalgasının çarpıp yansımasını engelleyen tüm yüzeyler sistemin doğru çalışmasına mâni olmaktadır.

Elektromanyetik park sensörü, 1992 yılında Mauro Del Signore tarafından bulunarak patenti alınmıştır. Elektromanyetik dalgalardan olan radyo frekansının kullanıldığı park sensörleri, radarların çalışma mantığına benzer şekilde çalışarak daha yüksek doğrulukla engelleri algılayabilmektedir. Ayrıca aracın kozmetiğine zarar verilmemektedir.

Tamponlara delik açmadan iç taraflarına alıcı ve verici manyetik şerit yapıştırılmaktadır. Manyetik şerit üzerinden gönderilen radyo frekansı bir engele çarptığında gelen sinyalin frekansı değişerek alıcı şeride ulaşmaktadır. Böylece engelin yakınlığı algılanarak ses veya görselle sürücüye bildirilir.

Ultrasonik ya da elektromanyetik sensörlere ek olarak güvenliği daha üst düzeye çıkarmak için araçların genellikle arkasına yerleştirilmekte birlikte önüne de kameranın yerleştirildiği park asistanları bulunmaktadır.

Kamera görüntüsü, geri vitese geçildiğinde otomatik olarak veya isteğe bağlı butonlarla çalışarak sürücünün rahatlıkla kör noktalarını görebileceği açılarla bir ekrana yansıtılır. Görüntü içerisinde ayrıca park sensörleriyle engellere yakınlıklar da görülebilmektedir.

Park sensörleri, sesli veya görsel uyarılarla sürücüleri bilgilendirerek engellere karşı uyarmaktadır. Ancak verilerin her koşulda senkron olarak sağlıklı iletilemeyebileceği ve yüzde yüz doğruluğun olmayabileceği düşünülerek sensörlere tam olarak güvenilmemeli, sürücüler her zaman gerekli kontrolleri yaparak dikkatli olmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir