Hibrit kelimesinin Türkçesi “melez” anlamına gelir. Hibrit araba ise aynı anda birden fazla motor ile hareket edebilen araçlara denir. Hibrit akımının öncüsü, Toyota’nın geliştirdiği hem benzinli hem de elektrikli motora sahip otomobiller olarak gösterilmektedir. Bu tip otomobillerde yer alan motorlar birlikte çalışarak ihtiyacınız olduğunda pürüzsüz bir güç aktarımı sağlar ve elektrikli motor sayesinde yüksek tork tepkisi verirler.
Atmosferik şartlarda (turbosuz) çalışan benzinli motorlar en yüksek gücü genellikle yüksek devirlerde sağlar ve sürücülerin gözünde güçsüz motor olarak nitelendirilir. Bunun en önemli nedeni sürücülerin düşük devirde de ihtiyaç halinde yüksek çekiş gücü istemesinden dolayıdır. Dizel motorlarda aynı tork 1500-2000 devirde dahi yakalanabiliyorken benzinli motorlarda bu çekişi sağlamak için genellikle 4000 devire yükselmek gerekmektedir. Bu dezavantajı ortadan kaldırabilmek ve fren ile şarj olup daha verimli bir sürüş sağlayabilmek için hibrit motorlar geliştilmiştir.
Standart bir hibrit motor tasarımında motorlar her zaman birlikte çalışmaz ancak gerek duyulduğunda saliseler içerisinde birlikte çalışabilmek için harekete geçebilir. Bu tip otomobillerin çalışma prensibini daha iyi anlayabilmek için sürüş esnasında bu iki motorun nasıl çalıştığını örnekler ile açıklamak gerekir.
Kalkış anında ve düşük hızlardaki dur kalk trafiklerde genellikle sadece elektrikli motor kullanılır. Elektrik motoru sayesinde araç bu sürüş modunda hızlı tepki verir ve benzinli motorların kalkış anında verimsiz olan tüketimini en aza indirir. Ayak frenden kaldırıldığı anda elektrikli motor ile araç yavaşça hareket eder ve dakikalarca süren dur kalk esnasında yol bilgisayarında aracın benzin yakmadığı görülür. Yoğun trafikte kullanan kişiler için hibrit motorun en güzel özelliği budur.
Seyir halinde ise yüksek güce ihtiyaç duyulduğunda benzinli motor da devreye girerek aracın maksimum gücü üretmesini sağlar. Eğer sabit hızda sürüş gerçekleşiyorsa araç beyni iki motoru dengede çalıştırır ve en az tüketimi sağlamak için ihtiyaç halinde benzinli motoru otomatik olarak kapatır.
Yavaşlama esnasında fren şiddetine göre araç dinamo veya balata arasında seçim yapar. Eğer panik halinde fren yapıldıysa direkt olarak balatalar devreye girer ve bu süreçte geri kazanım olmaz. Ancak yavaşça frenleme esnasında hibrit motor geri kazanım sistemi devreye girer ve bataryalar şarj olur. Böylece hareket enerjisi boşa gitmez ve kazanılan enerji dur kalk trafiğe geldiğinizde, hiç yakıt harcamadan ilerlemeyi sağlar.
Dururken ise her iki motor da kendisini kapatır ve hiçbir şekilde tüketim olmaz. Bu sayede hem dururken CO2 emisyonu önlenir hem de hiç yakıt harcanmadığı için ekonomi sağlanır.
Hibrit motorların ülkemizde yaygınlaşamamasının nedeni olarak genellikle yüksek hacimlerde (1.8 lt veya daha fazla) benzinli motorlar ile kullanılması ve bu nedenle Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) yüksek olmasıdır. Küçük hacimli (1.0 veya 1.2 TSI) turbo beslemeli benzinli motorlar ile kıyaslandığında yıl içerisinde yapılan tasarruf MTV farkı nedeniyle boşa gitmektedir. Ayrıca pek çok kullanıcı sistemin karmaşık olmasından dolayı ve özel servislerde bakım yapamayacağından dolayı hibrit motorlara mesafeli davranmaktadır.