Son açıklanan verilerine göre 2020 yılında satılan her 100 otomobilin 70’i otomatik vitesliydi. Oysa 2005 yılında bu sayı 20’yi bile bulmuyordu. Araç segmenti değiştikçe otomatik vites kullanımı yüzde 100’e kadar ulaşıyor.
En düşük otomatik vites tercihi yüzde 53 ile B segmentinde (Volkswagen Polo, Renault Clio, Ford Fiesta, Seat Ibiza, Skoda Fabia) görülüyor.
Üst segment grubu araçlar mercek altına alındığında ise D segmentinde (Opel Insignia, Volkswagen Passat, Toyota Avensis, Ford Mondeo, Citroen C5) otomatik vites tercihinin yüzde 99,8 olduğu görülüyor. E segmenti (Mercedes E Serisi, Audi A5, BMW 5 Serisi) ve F segmentinde (Mercedes S-Serisi, Audi A8, BMW 7 Serisi) ise oran yüzde 100’e çıkıyor. Yani kimse bir lüks araçta manuel vites kullanmak istemiyor.
Eskiden manuel ve otomatik vitesli araçlar arasındaki fiyat farkı 50-60 bin TL gibi rakamları bulabiliyordu. Günümüzde aynı aracın otomatik vitesi ile manuel vitesi arasındaki fiyat farkı ortalama 10 bin TL oluyor. Tüketiciler açısından 150-200 bin TL’lik bir araçta 10 bin TL otomatik vites farklı gayet makul görünüyor. Bu da otomatik vites tercihinin artmasına sebep oluyor.
Diğer bir taraftan eskiden otomatik vitesli araçlar, manuel vitesli araçlardan daha fazla yakıt tüketirdi. Günümüz teknolojisiyle üretilmiş otomatik vitesli araçlarda bu sorun da ortadan kaldırılmış görünüyor.
Kalabalıklaşan şehirlerde artan trafik de otomatik vitesli araçların satışının artmasına neden oluyor.
Manuel vitesli araçlar ikinci el pazarında da az ilgi görüyor. Manuel vitesli bir aracı satmak, otomatik vitesli aracı satmaktan daha uzun sürebiliyor.
Avrupalı büyük otomobil üreticilerin önümüzdeki yıllarda manuel vites araç üretimini durduracağı iddia ediliyor. Birkaç yıl içerisinde manuel vites araçlar tarih olabilir.